jump to navigation

Titanic böyle bulundu… 11/30/2009

Posted by TURKSpedia in MULTIMEDIA.
Tags: , , , , ,
2 comments

Batan Titanik’i ilk olarak denizbilimci Robert Ballard 1985’te keşfetti.Ballard ve ekibi 3 bin 657 metre derinde yatan Titanic’in ilk fotoğraflarını çekmeyi başardılar.

 

 

Bu fotoğraflar 1997’de çekilen 11 oscarlı film için kaynak oluşturmuşlardı.Geminin derinlikte ve her bir santimetrekarede büyük bir basınç altında bulunması, maliyeti 25 milyon dolara ulaşan ve deniz seviyesinden Titanik’in gömülü olduğu yere kadar 2.5 saatte ulaşabilen özel araştırma deniz altı gemilerinin inşa edilmesine yol açtı. Bu denizaltı gemileri ise sadece 3 kişi taşıyabiliyor.

Tarihin en büyük deniz facialarından birini yaşayan Titanik , geride 1500’ü aşkın ölü bırakarak Kuzey Atlantik sularına gömülüşünden 98 yıl sonra bile hâlâ unutulmadı. Bu kadar ağır can kaybı dünyanın her yanında derin üzüntü ve öfke yaratmış, gemide yeterince cankurtaran sandalının bulunmaması birçok kimseyi sarsmıştı. Titanik ‘in sandal kapasitesinin sınırlı olmasının dayanağı, 18 yıl önce henüz bu büyüklükte gemiler yokken İngiliz Ticaret Kurulu’nca belirlenmiş kurallardı. Oysa 1912’ye gelindiğinde, bu yönetmelik günün koşullarına uygun değildi. Gemi taşımacılığı sektörünün “herkese yetecek sandal” önlemi doğrultusunda bir güncelleme zamanının artık geldiğinin farkında olmasına karşın, gemi sahipleri sandal ekleme konusunda çekimserdi. Çünkü böyle bir uygulama kullanım alanını daraltacak, masraf çıkaracak ve yolcularda gemilerin güvenli olmadığı izlenimini uyandırabilecekti.

Titanik ‘te bulunan sandalların sayısı gemideki insanların ancak yarısından biraz fazlasına yetecek düzeydeydi ve aslında yönetmelikçe öngörülen sayının da yüzde 17 üzerindeydi. Gemide bulundurulan 16 cankurtaran sandalının yanı sıra dört şişirme bot da vardı; bu 1178 kişiye yer sağlıyordu. Ne var ki, sadece 705 kişi kurtarıldı; geminin batmayacağı ve başka gemilerin çok geçmeden yardıma geleceği düşüncesiyle birçok yolcu gemiden ayrılmaya yanaşmadı.

Kaynak :  

Spam emailerden kurtulma caresi nedir?. 11/30/2009

Posted by TURKSpedia in ONEMLI BILGILER.
Tags: , , , , ,
add a comment
SPAM nedir? SPAM’cilere alet olmamak için ne yapmak lazım?


Neden sizce arkadaşlarınız size “mail adresimi herkese gösterme” diye uyarıda bulunuyor? Sizin e-mail adresiniz kimin isine yarar diye düşündünüz mü?

Eğer arkadaşınız sizden böyle bir şey talep ediyorsa, sebebi, SPAM maillere kurban olmak istememesidir. Öncelikle SPAM nedir? Bunun için aşağıdaki yazıya bir göz atalım:

SPAM NEDİR?

Örnek vermek gerekirse, aşağıdaki e-mailleri görmemiş olanınız var mıdır?
“Bu mesajı bilmem kaç kişiye yollarsanız, x kurulusu mesaj başına x dolar verecek”
”Size gelen bu mesajı en az 15 kişiye göndermezseniz başınız dertten kurtulmayacak”
“Bu bir tantradır, on beş gün içinde şu kadar kişiye gönder”,
“Bu sitede Atatürk’e hakaretler edilmektedir, 20.000 kişi birikince kapatılacaktır”

Bu tür e-postaların gerçekle hiçbir ilgisi yoktur ve SPAM olarak adlandırılır. SPAM kapsamındaki diğer tip e-postalar, ürün satış mektupları, ne idügü belirsiz virüs uyarıları, dünya bilmem kimler birliği olarak zavallı Afgan kadınlarına veya bilmem kim kuruluşunun dünyayı zehirlediğine vs. yönelik imza kampanyaları, bilmem ne adresinden alınacak program ile sörf yaparken para kazanacağımızı anlatan postalar, Microsoft’un yeni programlarına koyduğu bir kodla bütün e-postaları izlemesi, sinemada iğne ile AIDS kapanlar veya böbrekleri alınanlarla ilgili hikâyeler, zavallı hasta bir çocuğun (hep aynı senaryo kullanılır) gönderdiği e-postanın her atılışında bilmem kaç kuruş para kazanacağı ile ilgili postalardır.

Bu tür postaların hiçbirinin gerçekle ilgisi yoktur ve tek amaçları bu tür postalar forward edildikçe üzerinde toplanan e-posta adreslerini ele geçirmektir. Dikkat edilirse imza kampanyalarında bile e-posta adresinizi eklemeniz istenmektedir. Bu zincir mektuplarla toplanan adresler daha sonra pazarlanmakta, “250.000 Türk’ün e-posta şifresi” gibisinden CD’ler ile satılmaktadır. Daha sonra bu posta adreslerine abuk sabuk (genelde illegal) ürün ilanları gelmektedir.

Bu tür ilanların sonundaki “Çıkmak için bilmemkim@bilmemnere.com adresine ‘Remove’ başlıklı bir e-posta göndermeniz yeter” yazısı KESİNLİKLE ciddiye alınmamalıdır. Genelde bu tür remove cevapları kaale alınmamakta, hatta e-posta adresinin doğruluğunu kontrol etmekte kullanılmaktadır.

Kullanıcının isteği dışında gönderilen bu tür e-postaların hepsine SPAM adı verilir ve gerek e-posta adreslerinin gereksiz şişmesine, gerekse internet trafiğinin (şu anda bir problem teşkil etmese de yakın gelecekte) artmasına yol açarak, gereksiz bir yük oluşturmaktadırlar.
Ayrıca bir başka nokta daha var: Sizin maillerinizin bununla ne ilgisi var? Siz burada belirtilen tür mailleri zaten hiç atmıyorsunuz. Sizin attıklarınız zararsız / komik yazılar, karikatürler ve üstelik sadece kendi arkadaş çevrenizden bir kaç kişiye atıyorsunuz. Aslında sizin kontrolsüz attıklarınızla, yukarıda belirtilen SPAM maillerin hiç bir farkı yok. Sizin yolladığınız mail de o arkadaştan bu arkadaşa gezinerek en sonunda “To” kısmında 100 kadar arkadaşın adını içererek, bu adresleri toplayan birinin eline geçebilir.

Sonuç?
“Bu kişiler benim mail adresimi nerden buluyor?” dediğiniz olmadı mı hiç? Peki, bundan kurtulmanın bir yolu yok mu?

Var. Aslında bu iğrenç durumdan kurtulmanın, çok kolay, çok kısa ve çok da zahmetsiz bir yolu var.

Birden çok kişiye mail atıyorsanız, mail attığınız kişilerin adresini “bcc” (gizli) kısmına yazmak.

BCC (gizli) nedir?

BCC(gizli) , “Blind Carbon Copy”. (Akabinde CC: Carbon Copy).
BCC”‘nin “CC”‘den ve “To”‘dan farkı: BCC’ye yazılan adreslerin kimse tarafından görülememesidir.
Yani birden fazla kişiye yolladığımız maillerde, arkadaşlarınızın adreslerini BCC’ye yazmak bu sorun için kesin çözümdür. Bununla birlikte “forward” ettiğiniz maillerin başındaki “—Original Message—” kısmını da silerseniz, hem yollanan maillerin içeriği 10’larca gereksiz satırdan kurtulacak ve böylece okunması kolaylaşacak, hem de mail adresi hırsızlarının işi zorlaşacaktır.

Görüldüğü gibi kolay olan bu çözümün tek zor yani, onu akıl etmek. Gerçekten böyle bir Spam Mail Ticareti’nden habersiz arkadaşlarınızın böyle bir şey düşünmesine pek imkân yok. Öyleyse bu bilgiyi onlarla paylaşarak hem onları, hem de kendi mail adreslerimizi kurtarmalıyız. (Tabi ki BCC (gizli) ile göndererek)

Bu mail ticaretinin boyutları hakkında fikir vermesi için şunu da belirteyim ki, duyduğuma göre Amazon.com da kendisine üye olan kullanıcıların bilgilerinin Amazon.com‘un malı olduğunu ve onları istediği gibi pazarlayabileceğini iddia etmeye başladı. Varın gerisini siz düşünün…

Unutmayın, siz de internet zincirinin bir halkasısınız ve bu zincirin daha kaliteli olması için üzerinize düşen görevi yapın. Bu yazıyı da arkadaşlarınızla paylaşırken lütfen BCC olarak gönderin.

TURKSpedia buyuyor… 11/30/2009

Posted by TURKSpedia in GUNCEL HABERLER.
Tags: , , , , ,
2 comments

TURKSpedia’nin buyuk basarisi…

Bir haftalik cok yeni bir blog olarak kurdugum TURKSpedia WordPress icinde En Hizli Buyuyen bloglar arasinda 2.siraya yukseldi.Ilk 10 icinde yer alan butun bloglar cok daha eski ve baslik itibariyle yuzbinlerce fan potansiyeli olabilecek konulari iceriyor.

Sizlerle paylasip,sizlerle buyuyecek bu blog TURKSpedia…

Ziyaret eden herkese icten tesekkurler…

Oguzhan ALAY – TURKSpedia

Orijinal buyuklukte gormek icin asagidaki resmi TIKlayiniz;

Mutluluk Nedir?.. 11/30/2009

Posted by TURKSpedia in Damar Yazilar, DUYGUSAL.
Tags: , , , , , , , , , ,
add a comment
MUTLULUK BIR VARIS DEGIL, BIR YOLCULUKTUR…

Once evlendigimizde hayatin daha iyi olacagina inandiririz kendimizi.
Evlendikten sonra, bir çocugumuz dogduktan, hatta ardindan bir tane daha olduktan sonra hayatin daha iyi olacagina inandiririz kendimizi.Sonra çocuklar yeterince büyük olmadiklari için kizar, onlar büyüyünce daha mutlu olacagimiza inaniriz.
Bundan sonra ergenlik dönemlerinde çocuklarla ugrasmamiz gerektigi için öfkeleniriz.Kendimize,çocuklarimiz bu dönemden çikinca daha mutlu olacagimizi,yeni bir araba alinca, güzel bir tatile çikinca,emekli olunca, yasantimizin dört dörtlük olacagini söyleriz. Gerçek ise su andan daha iyi bir zaman olmadigidir.Eger simdi degil ise ne zaman?Hayatiniz her zaman mücadelerle dolu olacaktir.En iyisi bunu kabul edip, her ne olursa olsun mutlu olmaya karar vermek.En sevdigim sözlerden biri Alfred D Souza’ya aittir. Der ki; ” Uzun zamandan beridir hayatin-gerçek hayatin- baslamak üzere oldugu izlenimine kapilmistim. Fakat her zaman yolumun üzerinde bir engel,öncelikle erisilmesi gereken birsey, bitmemis bir is, hizmet edilecek zaman, ödenecek bir borç oldu. Sonra hayat baslayacakti. Sonunda anladim ki bu engeller benim hayatimdi. Bu görüs açisi, mutluluga giden bir yol olmadigini gösterdi. Mutluluk yoldur.Öyleyse sahip oldugunuz her anin kiymetini bilin ve mutlulugu, vaktinizi harcayacak kadar özel biriyle paylastiginiz için ona daha fazla deger verin. Unutmayin, zaman hiç kimse için beklemez. Öyleyse , Okulu bitirene kadar, 100 milyar kazanana kadar, Çocuklariniz olana kadar, Cocuklariniz evden ayrilana kadar, Ise baslayana kadar, Evlenene kadar, Cuma gecesine kadar, Pazar sabahina kadar, Yeni bir araba, Ya da ev alana kadar, Borçlari ödeyene kadar, Ilkbahara kadar, Yaza kadar, Sonbahara kadar, Kisa kadar, Maas gününe kadar, Sarkiniz söylenene kadar, Emekli olana kadar, Olene kadar….

 
MUTLU OLMAK IÇIN IÇINDE BULUNDUGUNUZ ‘AN ‘ DAN DAHA IYI BIR ZAMAN OLDUGUNA KARAR VERMEK IÇIN BEKLEMEKTEN VAZGEÇIN. MUTLULUK BIR VARIS DEGIL, BIR YOLCULUKTUR. “PEK ÇOKLARI MUTLULUGU INSANDAN DAHA YÜKSEKTE ARARLAR, BAZILARI DA DAHA ALÇAKTA…

OYSA MUTLULUK INSANIN BOYU HIZASINDADIR…

“Unutmayin” YARIN kimseye VAAD EDILMEMISTIR…!!!

Amerika’da Çekirdek Yeme Sanatı 11/29/2009

Posted by TURKSpedia in AMERIKAN SEHIRLERI, OGUZHAN ALAY YAZILARI.
Tags: , , , , , , ,
2 comments

 

Biliyor musunuz, Türkiye’de yetişen birisinin çekirdek ayıklama ve yeme kültürü dünyada bir numaradır.İnanın bunu Amerika’da veya Avrupa’da yaşıyorsanız çok daha iyi anlarsınız.

Amerikalılar kabuklu ayçekirdeğine kuş yemi gözüyle bakar sadece.Siz çatır çutur çekirdek çıtlarken garip garip süzer,bazen de içinden alaycı bir tavırla gülümserler.Gerçekten de büyük marketlerin Pet bölümlerinde bizim bildiğimiz ayçiçekleri büyük torbalar içinde kuş yemi olarak satılır.

Bir de marketlerde bizim ayçekirdeklerinin ayıklanmış,tuzlanmış ve kavrulmuş, sadece iç çekirdek dolu paketler şeklinde satılanları vardır.İlk denemelerimde çekirdek içi paketini küçük bir tabağa boşaltmiş,bir tatlı kaşığı ile sanki pilav kaşıklaşıyormuşçasına yemeye çalışmıştım.Ama bir süre sonra kabuğunu ayıklayarak tek tek yediğimiz çekirdeğin zevkini alamadığımı farkettim.

Daha sonraları yaşadığım şehir olan Houston’da bir çok Mediterranean marketlerde bizim kabuklu,tuzlu,kavrulmuş çekirdeklerin bulunabildiğini duydum.Böylelikle evimde her zaman stokta hazır olan bir çekirdek köşemi de oluşturmuş oldum.

Bir gün Amerikalı birkaç arkadaşımıza çekirdek nasıl yenir öğretelim istedik.Daha doğrusu onların bizim çekirdek yeme yöntemimize ilgi göstermeleri,nasıl yapabiliyorsunuz bunu diye sormaları üzerine yılların tecrübeli bir öğretmeni nidasıyla derslere başladık.(2 Türk arkadaşım daha vardı)

– Önce irisinden ufağına doğru çekirdekleri seçerek yiyeceksin.

– Sonra çekirdeği iki dişinin arasında genellikle 3 defa çıtlatip,dilinle içerden destekleyeceksin.

– Çekirdeği tuttuğun iki parmağını yan çevirerek,burgu hareketiyle kabuğu çekirdekten ayıracaksın.

– Kabukları Türkiye’de değilsen (!) yere atmayacaksın!.. [sadece bir tesbit ve şaka]

Fakat birçok konuda kendilerini üstün sanan Amerikalı arkadaşlarımız bizim Çekirdek Yeme Sanatımız karşısında aciz kaldılar,kıvıramadılar,beceremediler bu işi..Tekrar alaya döküp, “siz kuşmusunuz da böyle bu kadar çekirdek yiyorsunuz” diyerekten kendi beceriksizliklerini örtbas etmeye çalıştılar.

Türkiye’de yaşarken belki dikkat etmezsiniz ama haftanın kaç günü çekirdek yemediğinizi bir düşünün…Ve seri şekilde dakikada kaç çekirdek ayıklayabildiğinizi hiç saydınız mi?..

Benim ortalamam 18 çekirdek/dakika

Ya sizin?..

duruyorum

Oguzhan ALAY